Sosyalleşme süreci insanın içinde yaşadığı toplumun bir parçası olduğunu öğrenmesidir. Doğuştan var olan genetik özellikler ve çevrenin etkisi ile de çocuklar sosyal gelişimini tamamlar ve içinde yaşadığı toplumun bir ferdi haline gelir. Sosyal gelişimin önemli unsurlarından biri de ahlak ve vidan gelişimidir. Kohlberg’in ahlak gelişimi kuramına göre ahlak gelişimi itaat ve ceza yönelimli olarak başlar ve evrensel eğilimli ahlak olarak tekamülünü tamamlar. İnsanların hepsi bütün bu aşamaları tamamlayamaz ve çoğu kanun ve düzen eğilimli dördüncü aşamada evrimini tamamlar. Altıncı aşama da ise insanlar kendi vicdanı ve ahlak ilkeleriyle doğru ve yanlışı tanımlar. Tabi bütün bunların farklı kültürlerde nüans gösterdiğini göz ardı etmemek gerekiyor.
Evrensel doğru ve yanlışa kendi oluşturduğumuz değerler yani vicdanımızla ile karar verme noktasına gelene kadar, ebeveynlerimizden aldığımız genetik miras kadar önemli olan bir diğer önemli hususta onların bizi yetiştirirken verdikleri cezalar. Çünkü verilen ceza türü vicdan gelişiminde önemlidir.
Çocuklarda yapılan ahlak ve vicdan gelişimi konusundaki araştırmalar fiziksel ceza vermenin çocukta yetersiz iç kontrol ve zayıf vicdan gelişimine yol açtığını göstermiştir. Yaramazlık yaptığı için bir çocuk dayak yerse yaptığının karşılığını ödemiş demektir. Yaptığını telafi etmesi için başka bir şeye gerek kalmamıştır. Sonrasın da anne ve babaya kızgınlık duyar ve nihayetinde bir rol model geliştirir kendini kızdıranı dövmesi gerektiğini düşünür ve vicdanlı olmayı değil saldırgan olmayı seçer. Çocuk yaptığı yanlışı ve sonuçlarını içselleştirmek yerine itaat etmeyi öğrenecektir, ilk fırsatta yani otoritenin korku unsurunun olmadığı yerde yine bildiğini okuyacaktır.
Sevgiden mahrum bırakmada yani surat asma, konuşmama, ilgiden yoksun davranma da fiziksel ceza ile aynıdır tek farkı psikolojik olmasıdır.
Bunların yerine kanıt göstererek inandırma metodunu seçersek eğer, çocuğa bir başkasına verdiği zarara dikkat çekilir ve böylece çocuğa bir başkasının yerine kendini koyma, empati öğretilir. Böylece çocuk bir başkasına verdiği zarara odaklanır. Verdiği zarardan dolayı suçlu hissetmeye başlar ve iç kontrol, vicdan geliştirmeye başlar. Örneğin kardeşini iteleyerek düşüren bir çocuğu cezalandırıp dövmek yerine, kardeşine verdiği zararı anlatmalıyız.
Çocuklarda vicdan gelişimi için önemli olan verdiği zararın cezasını fiziksel ya da psikolojik olarak çekmesi değildir, zarar verdiği kişinin yerine kendini koyup onun gibi hissetmesi ve pişmanlık duymasıdır. Kısaca empati kurmayı öğrenmesidir.